{ "title": "Tansiyon Hastalığı", "image": "https://www.tansiyon.gen.tr/images/Tansiyon-Hastaligi-57.jpg", "date": "21.01.2024 01:04:20", "author": "Bekir İLBAĞI", "article": [ { "article": "
Tansiyon Hastalığı, Tansiyon kalbin bedene kanı dağıtmak için kullandığı güçtür. Sol kalbin kanı bedene atarken kullandığı güce birinci ya da büyük tansiyon denir. Kalbin kan akımı bittikten sonra damarlarda meydana gelen durgun basınca da ikinci ya da küçük tansiyon denir. Kan basıncının normalden yüksek olmasına hipertansiyon denir. Normal kan basıncı 120/80'in altı olarak kabul edilmektedir. 140/90'ın üzeri hipertansiyon, aradaki değerler yüksek-normal olarak tanımlanır; izlenmesi, bazı durumlarda da tedavisi gerekli değerlerdir. Gizli tansiyon, belki bu grubu ifade etmek için uygundur. Tansiyonun yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır.

Normal tansiyon değerleri: Tıpta, genel olarak her bünyenin farklı olduğunu bilmek gerekir. Bu sebeple her bireyin tansiyon ölçüm değerlerinin aynı olması beklenemez. Bu sebeple bir kişide tansiyonun yükselmiş veya düşmüş olduğundan bahsedebilmek için, herhangi bir şikâyetinin veya hastalığının olmadığı zamanda tansiyonunun zaman zaman ölçülüp değerlerinin kaydedilmesi yararlıdır.

Yapılan uzun araştırmalar neticesi, yaşın artışıyla küçük değişmeler olmakla birlikte sistolik (Büyük) tansiyon için 120-140 veya Türkiye'de yaygın söylendiği gibi 12-14 arası, diastolik (Küçük) tansiyon için 7-9 arası olması halinde tansiyona bağlı olarak bir sağlık problemi riski doğmadığı belirlenmiştir.

Düşük tansiyon nedir: Tıp dilinde hipotansiyon olarak isimlendirilen düşük tansiyon, belirli bir düzeye kadar sorun oluşturmaz. Tam tersine normalin biraz altında olması kalp-damar rahatsızlıklarından uzak daha sağlıklı bir yaşam sürme sebebidir.

Düşük tansiyonun problem olduğu durum, sistolik tansiyonun çok uzun süreler için 70 mm'den düşük kalması durumudur. Böyle durumlarda şok durumundan söz edilir.

Düşük tansiyonun en sık rastlanan biçimi ortostatik hipotansiyondur. Bireyin oturur veya yatar durumdayken normal seviyelerde olan tansiyonunun, ayağa kalkılınca düşmesi durumudur. Bu haldeyken bir süre için beyine daha az kan gideceği için geçici olarak denge ve şuur bozuklukları meydana gelir. Sıvı kayıpları esnasında daha sık görülen bu hal sıvı açığının kapatılmasına rağmen, sürüyorsa bir hekime başvurmak gereklidir.

Yüksek tansiyon nedir?

Hipertansiyon, kan dolaşımı için damarlarımızdaki kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık problemidir. Tedavi edilmediğinde; kalp büyümesi, kalp yetmezliği, felç, damarlarda daralma, böbrek yetmezliği ve körlük gibi ciddi sorunlara sebep olur; bu sebeple mutlaka erken dönemde teşhis edilmelidir. Tansiyonunuz, 180/110 mmHg gibi çok yüksek düzeye çıkmadığı sürece kolay kolay herhangi bir belirti görülmez. Hipertansiyonun en sık rastlanan belirtileri; baş dönmesi, baş ağrısı, nefes darlığı, kalp ağrısı, kulak çınlaması, çift ya da bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışlarıdır.

Tansiyonun yüksekliği, küçük ve büyük tansiyonun ya da her ikisinin beraber yükselmesiyle ayrı ayrı tipler gösterir. Her ikisinin birlikte yükselmesine böbrek hastalıklarında ve nedeni bilinmeyen hipertansiyonda rastlanır. Küçük tansiyon normal olduğu halde, büyük tansiyonun yükselmesine çoğunlukla yaşlılarda rastlanılan damar sertliğinde, eforlardan, yemeklerden ve psişik yorgunluklardan sonra, bazı kalp hastalıklarında, zehirli guatr durumlarında rastlanır.

Hipertansiyonun ortaya çıkışını tetikleyen mekanizmalar: Büyük atardamar duvarlarının elastikiyetinin azalması ve sertleşmesi, çevresel atardamarların direncinin artması,; kalbin dakikada pompaladığı kan miktarının, bedendeki kan hacminin ve kanın yoğunluğunun artması. Herhangi bir nedenle böbreklerden birine ya da her ikisine gelen kan miktarı azalınca, böbrekten renin adlı bir madde salgılanmakta ve bu da hipertansiyona sebebiyet vermektedir.

Tedavi: Tansiyon hastalığı olduğunda mutlaka bir uzmana müracaat edilmelidir.
" } ] }